
Dijitalleşen İletişimde Gelenekselden Kalanlar
Sadi Şirazi’nin derin anlamlar barındıran sözüyle başlayalım: “Yanlış üslup, doğru sözün celladı olur.” Bu ifadenin, iletişim çağında, geleneksel ve dijital dünyaları karşılaştırırken çok şey söylediğine inanıyorum. Geleneksel iletişimde, üslup ve anlamın hassas dengesine verilen önem belirgindi. Bir söz söylendiğinde, ses tonu, bakışlar ve fiziksel temas çoğu zaman bu sözlerin arkasındaki duygu yükünü tamamlayan unsurlar olurdu. Ancak dijitalleşmenin hız kazandığı bu yeni dönemde, üslubun çoğu kez yitip gittiği bir iletişim kaosu yaşıyoruz.
Dijital iletişim, geleneksel iletişimin samimiyetini ve derinliğini gerçekleştirme noktasında çoğu kez eksik kalıyor. Klavye başından yazılan bir mesaj, göz temasının, ses tonunun ya da jestlerin eksikliği nedeniyle yanlış anlaşılmaya çok daha açık hale geliyor. Üsül, burada hızlı bir tüketim mantığına kurban gidiyor.
Sosyal medya platformları, bireylerin dünyaya kendi hikâyelerini anlatmalarına olanak tanısa da, bu anlatıların sıklıkla bir gösteri havasına dönüşmesi kaçınılmaz oluyor. Günlük yaşamın detaylarını fazlasıyla sergilemek, özdeş bir iletişimden çok, yüzeysel ve çoğu kez yozlaşan bir etkileşim yaratıyor. Bu, insanların dijital kimlikleri ile gerçek yaşamları arasında bir uyumsuzluğa yol açabiliyor.
Öte yandan, geleneksel iletişimde sıkı sıkıya bağlı kalınan kurallar ve değerler, çoğu zaman iletişimi daha derin bir samimiyetle bezemekteydi. Düşünün ki, eski zamanlarda bir mektup yazılırken günlerce düşünülür, her kelime dikkatle seçilirdi. Bugünse, saniyeler içinde yazılıp paylaşılan mesajların, bu özeni taşıdığını söylemek zor.
Ancak dijitalleşme, sınırsız bir iletişim ağı sunarak avantajlar da getiriyor. Uzak mesafeleri aşmak, bilgiye hızla erişmek, kolektif bir bilince katkıda bulunmak bu avantajlardan bazıları. Yine de, bu hızlı erişim imkanının beraberinde, duygusal derinlik ve üslup eksikliği gibi sorunları da getirdiğini unutmak olmaz.
Sonuç olarak, Sadi Şirazi’nin sözü bizlere, hangi mecrada olursa olsun, üslubun önemini hatırlatıyor. Doğru mesajları iletmek kadar, bu mesajların hangi dille, hangi duyguyla iletildiğinin de çok önemli olduğunu gösteriyor. Dijitalleşme ile gelen avantajları, geleneksel iletişimin samimiyet ve derinliğini koruyarak birleştirebilirsek, çok daha anlamlı bir iletişim dünyası olgunlaştırabiliriz.
Değerlerle kalalım, değerli kalalım…
